(Berlin, 4 Haziran 2025) - İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yaptığı açıklamada, Türkiye’de yetkililerin, İstanbul'daki bir geri gönderme merkezinde tutulmakta olan Türkmen muhalif Umidajan Bekchanova'yı derhal serbest bırakması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de yetkili makamlar, Bekchanova'nın ciddi bir zulüm ve hak ihlali riskiyle karşı karşıya olduğu Türkmenistan'a zorla geri gönderilmemesini güvence altına almalıdır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya direktör yardımcısı Rachel Denber, "Bekchanova'nın idari gözetim altına , bağımsız aktivizmin ve muhalefetin ağır bir şekilde cezalandırıldığı Türkmenistan'a geri gönderilme riskini beraberinde getiriyor" dedi. "Türkiye uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeli ve Bekchanova'yı ciddi zulüm, keyfi olarak idari gözetim altına alınması veya daha ciddi bir ihlal riskiyle karşı karşıya olduğu herhangi bir ülkeye göndermemelidir."
29 Mayıs 2025'te polis 45 yaşındaki Bekchanova'yı gözaltına aldı ve İstanbul'daki Arnavutköy Geri Gönder Merkezi’ne götürdü. 1 Haziran'da Türk polisi onu Çatalca Geri Gönderme Merkezi’ne nakletti.
Bekchanova'nın avukatı sınır dışı kararına itiraz etti ve idari gözetim kararına itiraz etmeyi planlıyor. 30 Mayıs tarihli sınır dışı kararında Bekchanova'nın Türkiye'nin kamu düzeni ve kamu güvenliği için tehdit oluşturduğu ve "provokatif" eylemlerde bulunduğu iddia ediliyor. Türkiye'nin Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (madde 54 (1) (d)) kamu düzenini, kamu güvenliğini veya kamu sağlığını tehdit eden kişileri sınır dışı etmesine izin veriyor. Kararda bu iddiayı doğrulayan herhangi bir bilgi yer almıyor.
Türkiye’de yetkili makamlar benzer iddiaları başka Türkmen aktivistlere yönelik sınır dışı kararlarını haklı göstermek için de kullandı.
Bekchanova, Türkmen pasaportunun süresi kısa süre önce dolduğu ve Türkiye’de göç idaresi yetkilileri 2024 yılında oturma iznini iptal ettiği için şu anda belgesiz ve kayıt dışı durumda.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Bekchanova'nın Türkmen hükümetini alenen eleştirmesinin, kendisini Türkmenistan'a döndüğünde zulüm, işkence ve diğer kötü muamele riskiyle karşı karşıya bıraktığını söyledi. Bekchanova’nın talebi olursa, Türkiye’de yetkili makamlar yasal düzenlemeler uyarınca Bekchanova’nın uluslararası koruma statüsü için başvuruda bulunmasına izin vermelidir.
Türkiye'nin uluslararası müttefikleri, Türkiye’de ilgili makamlara Bekchanova'yı ve halen idari gözetim altında tutulan diğer Türkmen aktivistleri sınır dışı etme işlemlerinin durdurulması çağrısında bulunmalıdır.
Bekchanova 2017'den beri Türkiye'de yasal olarak yaşıyordu. 2020 yılında, Türkmen hükümetinin ülkedeki ekonomik krizi ve yoksulluğu ele alışını ve yetkililerin ifade özgürlüğünü bastırmasını eleştiren sürgündeki Türkmen muhaliflerle ilişkili sosyal medya tartışmalarına anonim olarak katılmaya başladı. Türkmen hükümetinin baskıcı politikalarına karşı barışçıl protestolara maskeli olarak katıldı, Türkmen vatandaşları için insan haklarını savunan anonim videolar oluşturdu ve Türkmenistan dışında ülke içinde ifade ve konuşma özgürlüğü çağrısında bulunan doğaçlama eylemler düzenledi.
2020 yılının sonlarında Bekchanova, kimliğini gizlemeden sürgündeki Türkmen muhaliflerden oluşan HSM olarak bilinen gruba katıldı. Bu grup, Türkmen hükümetini sert biçimde eleştiren ve 25.000'den fazla abonesi olan bir YouTube kanalına ev sahipliği yapıyor. Ayrıca sürgündeki Türkmen muhaliflerin çeşitli sosyal medya hesaplarını da yönetiyor. Kişisel YouTube kanalı TAGA'nın (Kadın Sesleri Kanalı) 3.000'den fazla abonesi var.
Türkmenistan yetkilileri, sürgündekiler de dahil olmak üzere bağımsız gazetecileri, eleştirel olarak değerlendirilen kişileri ve aktivistleri keyfi gözaltı, keyfi yurt dışı seyahat yasakları ve aile üyelerine yönelik taciz ve sindirme yoluyla rutin olarak hedef almaktadır. Adalet sistemi bağımsızlık ve şeffaflıktan tamamen yoksundur. İşkence yaygındır ve bazıları 22 yıldan fazla olmak üzere düzinelerce Türkmen hapishanelerinde zorla kaybedilmiştir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkmen yetkililerin Bekchanova'nın ailesini hedef alarak onu susturmaya çalıştığını söyledi. Bekchanova, 2020 yılında büyük oğlunun Türkmenistan'daki uzun ekmek kuyrukları ve benzerleri hakkında Bekchanova ile bilgi paylaşmasının ardından, Türkmen yetkililerin onu 15 gün boyunca gözaltına aldığını ve bu sırada kendisine elektrik şoku verdiklerini söyledi. 2024 yılında küçük oğlu, Bekchanova'nın uydurma olduğunu ifade ettiği hırsızlık suçlamasıyla üç yıla mahkum edildi.
20 Ocak'ta Bekchanova tesadüfen, Ekim 2024'te Türk göçmenlik makamlarının Şubat 2025'e kadar geçerli olan oturma iznini iptal ettiğini öğrendi. Bekchanova'nın avukatı ilk olarak iptal kararını sorduğunda, Türk göç idaresi yetkilileri sözlü olarak Bekchanova'nın "provokatif eylemlere" karıştığını ve iznin iptal kararının Türkmen yetkililerin emriyle alındığını iddia etti. Türk makamları Bekchanova'nın hangi eylemleri gerçekleştirdiğini belirtmedi ve yazılı olarak da bilgi vermedi.
22 Ocak'ta Göç İdaresi yetkilileri Bekchanova'ya oturma izninin iptal edildiğine dair bir bildirim gönderdi, ancak belgede bir neden belirtilmedi. Bekchanova'nın avukatı 28 Ocak'ta iptal kararına karşı dava açtı. Dava halen devam ediyor.
Bekchanova'nın Türkmenistan pasaportunun süresi Nisan 2025'te doldu.
Bekchanova'nın idari gözetim altına alınması, Türkmenistan makamlarının Türkiye'deki konsolosluk hizmetleri aracılığıyla pasaportlarını yenilemeyi reddetmesi nedeniyle belgesiz ve kayıt dışı hale gelen Türkmen göçmenlerin Türk makamları tarafından rutin olarak idari gözetim altına alındığı ve bazı durumlarda Türkmenistan'a sınır dışı edildiği daha geniş bir örüntüyü yansıtıyor. Bunlar arasında Türkiye'de bulundukları süre içinde hükümeti eleştiren aktivistler de yer alıyor.
Sürgündeki Türkmen hakları grupları, Türkmen yetkililerin Türkiye'den sınır dışı edildikten sonra Türkmenistan'a döndüklerinde birkaç aktivisti derhal gözaltına aldığını ve bazılarını siyasi amaçlı olduğu anlaşılan suçlamalarla hapsettiğini bildirdi.
Türk yetkililerin 28 Nisan'da idari gözetim altına aldığı diğer iki Türkmen aktivist Abdulla Orusov ve Alisher Sakhatov halen sınır dışı edilmek üzere gözaltında tutuluyor.
Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme ve 1951 Mülteci Sözleşmesi kapsamındaki anlaşma yükümlülükleri, herhangi bir kişinin gerçek bir zulüm, işkence veya diğer kötü muamele riski veya yaşam tehdidi ile karşı karşıya kalacağı bir yere geri gönderilmesini yasaklayan geri göndermeme ilkesine uymasını gerektirmektedir.
Denber, "Bekchanova'yı Türkmenistan'a göndermek, potansiyel olarak onu Türkmenistan yetkililerin elinde eziyet ve işkenceye mahkum etmek anlamına gelecektir" dedi. "Türkiye, onu ve diğer aktivistleri işkence ve zulüm riskine maruz bırakmamakla yükümlüdür."